İçeriğe geç

Evde yaşlı bakmak kaç para ?

Evde Yaşlı Bakmak: Sadece Para Meselesi Mi, Yoksa Sosyal Bir Kriz Mi?

Evde yaşlı bakımı meselesi, hiç kuşkusuz bu toplumun en göz ardı edilen ve en çok konuşulması gereken konularından biri. Yaşlanan nüfusun arttığı, sağlık sisteminin yetersiz kaldığı bir dönemde, yaşlı bakımının yalnızca finansal bir yük olarak görülmesi ne kadar sağlıklı? Üstelik bu sorunun yalnızca ekonomik boyutunun tartışılması, asıl sorunun üzerini örtmekten başka bir işe yaramaz. Peki, bir yaşlının bakımı gerçekten sadece bir maliyet mi? Bu bakımı üstlenen aileler için nasıl bir sosyal sorumluluk haline geliyor?

Evde yaşlı bakımı konusunu ele alırken, genellikle maliyet üzerinden tartışılıyor. Ancak, asıl tartışılması gereken şey bu işin bedeli değil, sorumluluğunun kimlere ait olduğudur. Yaşlı bakımı, hem fiziksel hem psikolojik anlamda bir yük. Birçoğumuz, çocuklarımıza, torunlarımıza bırakabileceğimiz mirası hesaplayarak geleceği planlıyoruz. Ancak bu miras, yalnızca parayla ölçülen bir değer mi olmalı?

Ekonomik Yük ve Devletin Sorumsuzluğu

Evde yaşlı bakımının maliyeti, her geçen gün artıyor. Sağlık hizmetlerine erişim, bakım ürünleri, günlük yaşamsal ihtiyaçlar, yemek ve hatta duygusal destek için gereken kaynaklar, bir aileyi ciddi şekilde zorlayabiliyor. Ancak bu sorunu sadece parayla çözmek mümkün mü? Devletin bu alandaki sorumluluğu nedir? Birçok Avrupa ülkesinde devlet, yaşlı bakımını ciddi şekilde finanse ederken, Türkiye’de hâlâ bu yük tamamen ailelerin omuzlarında. Sağlık güvencesi olan aileler bile evde bakım hizmetlerini karşılamakta zorlanırken, hiçbir güvencesi olmayanların durumu ise daha vahim.

Bütün bu mali yük, en sonunda hangi noktada toplumun sorumluluğuna dönüşüyor? Yaşlı bakımı bir ailenin sorumluluğu olmamalı, ancak devlet ve toplumsal yapı da yeterince katkı sağlamıyor. Peki, devlete bu kadar yüklenmek ne kadar doğru? Burada önemli olan, devletin sadece ekonomik desteği değil, aynı zamanda bakım hizmetlerine dair etkin bir planlama yapması. Yaşlılar için özel bakım evlerinin çoğalması, ancak bu bakım evlerinin kalitesizliği ve güvencesizliği, bu sorunu derinleştiriyor. Bu noktada da önemli bir soruya takılmak gerek: Yaşlılarımız için gerçekten doğru bakımı, onları sadece sağlıklı tutmak adına değil, yaşam kalitelerini iyileştirmek için sunuyor muyuz?

Kadınların Empati ve Erkeklerin Strateji Arasında

Yaşlı bakımında en çok tartışılan başka bir nokta ise, bakımın cinsiyetle olan ilişkisi. Kadınlar, tarihsel olarak hep bakımın yükünü taşıyan taraf oldular. Empatik yaklaşım, onlar için doğal bir refleks gibi şekillendi. Ama burada bir soru var: Kadınlar bakımda doğal olarak mı öne çıkıyor, yoksa toplumun onları buna zorlayan bir beklentisi mi var? Erkeklerin, bakım işine genellikle “iş” olarak bakmaları, çözüm arayışlarında daha stratejik bir yaklaşım sergilemeleri, bu dinamiği sorgulatıyor. Kadınların bakımı üstlenmesi, çoğu zaman vicdani bir sorumluluk hissiyle de birleşiyor. Fakat ne zaman bir erkek bu sorumluluğu alacak olsa, hemen “pratikte ne yapabiliriz” tarzı bir yaklaşım devreye giriyor.

Empatik ve insan odaklı bir bakış açısının üstün gelmesi gerektiği savunulabilir, ancak bu yaklaşımın sürekli olarak kadınlara yıkılması, toplumsal bir haksızlık yaratmıyor mu? Hangi perspektif daha doğru? Kadınların empati gücünü kullanarak mı bakım yapılmalı, yoksa erkeklerin analitik ve stratejik bakış açısıyla mı? Her iki bakış açısının da artıları ve eksileri var. Kadınlar bakımda daha sabırlı ve şefkatli olabilirler, ancak bu şefkat, zamanla tükenebilecek bir kaynağa dönüşebilir. Erkeklerin ise daha fazla pragmatik yaklaşması, duygusal bağın eksik olmasına neden olabilir, fakat sonuç olarak bir çözüm üretme noktasında daha etkin olabilirler.

Sonuçta Ne Yapmalı?

Evde yaşlı bakımı yalnızca para meselesi değildir; bu, toplumsal yapının nasıl şekillendiğini, insan ilişkilerinin nasıl kurgulandığını, sorumlulukların kimlere ait olduğunu tartışmamıza yol açacak derin bir sorundur. Yaşlı bakımının, ailelerin sorumluluğu olmayı bırakıp, devletin ve toplumun ortak sorumluluğuna dönmesi gerektiği bir noktada mıyız? Evde bakım konusunda daha sağlıklı çözümler bulmak, sadece aileleri değil, toplumu da rahatlatacak bir adım olabilir.

Evde yaşlı bakımının maliyetinin sürekli arttığı bir dünyada, bu konuda ne tür yenilikçi çözümler önerilebilir? İnsanların yaşam kalitesini artıran, onları yalnız hissettirmeyen, maddi olarak daha erişilebilir bir bakım nasıl sağlanabilir? Devlet bu yükü paylaşacak mı, yoksa yine eski sistemdeki gibi ailenin sırtına mı yıkılacak? Bu sorular, asıl cevabını bulmayı bekleyen tartışmalardır.

Evde yaşlı bakımı sadece bir para meselesi mi, yoksa büyük bir toplumsal kriz mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir