İçeriğe geç

1 Yüzyıl hangi yıldır ?

1 Yüzyıl Hangi Yıldır?

Kayseri’nin sıcak sokaklarında, bir çay bahçesinde oturmuş, eski bir defteri karıştırıyordum. O an, zamanın ne kadar hızlı geçtiğini düşünüyordum. Hızla geçen yıllar, bazen insanın aklında kayboluyor, bir yerlerde takılıp kalıyor. Bazen, 1 yüzyılın ne demek olduğunu bile unutuyor insan. Her şey bir anda eskir, değişir. 1 yüzyıl, bu kadar zaman mıydı?

Geçmişin Kökleri

Aynı defteri bir önceki yaz tatilinde de karıştırmıştım. O zamanlar hayat biraz daha neşeliydi, umutlarım daha taze, gözlerimdeki parıltı daha canlıydı. Birinci Dünya Savaşı’nın izlerini, dedemin çocukluk yıllarını anlattığı hikayelerle dinlerdim. Her biri bir yüzyıl geriye gitmişti ve o yıllarda insan hayatı farklıydı, belki de daha kıymetliydi. O günlere dair düşündükçe, insanın zamanla kurduğu ilişki de bir anlam kazandı.

Bazen soruyorum kendime: 1 yüzyılın ne kadar olduğunu düşünüyorum? Bir ömür, bir hayat süresi… Gerçekten 100 yıl mı? Yoksa sadece 100 yıl kadar hissedilen bir süre mi? Bu sorunun cevabını ne kadar arasam da bulamıyorum.

Zamanın Hızla Geçişi

Bir sabah erken vakitlerinde, bir kahve içmeye gitmiştim. Kafelerdeki hüzünlü, ama bir o kadar da hayat dolu kalabalığa dalarak düşüncelere daldım. O sabah, yaşımın ilerlediğini hissettim. Bir yandan 25 yaşımdaydım ve gençlik hızla geçiyor gibi hissediyordum. Her şeyin anlamını sorguluyordum. Kayseri’nin sokakları bana eski bir anı hatırlattı. Ağaçlar, yıllarca büyümüş ama kökleri hep burada kalmıştı. Zamanla, bir insanın ne kadar değişebileceği üzerine düşündüm. Yüzyıl önce o ağaçların köklerine bakacak birisi belki de aynı düşüncelere sahipti. Yüzyıllar geçse de, insanlar hala aynı soruları soruyor, zamanın ne kadar değerli olduğunu fark etmeye çalışıyorlar.

Hayal Kırıklıkları ve Umutlar

Bir de hayal kırıklıkları vardı, o sabah derinlere gömdüğüm. Hayatta bazen her şey, düşündüğünüz gibi gitmez. Geleceğe dair beklentiler, hayaller bir noktada yere düşer. Belki de 1 yüzyıl bir ömre sığan tüm hayal kırıklıklarıyla birlikte bir anlam kazanıyordur. Bu düşünceler, o sabahın soğuk havasında burnuma dolan rüzgarla birleşerek beni sarstı. Ancak, bir şey fark ettim; her hayal kırıklığı yeni bir şey için umut doğuruyor.

Birçok şey kaybolsa da, her yeni gün bir fırsat sunuyor. Zamanın geçişiyle birlikte, bir yerlerde bekleyen umut da geride bırakılmıyor. İnsanlar, 100 yıl önce nasıl umutla beklediyse, biz de benzer şekilde hayata tutunuyoruz. O zamanın duygularını ve düşüncelerini bugüne taşıyoruz. 1 yüzyıl, sadece bir zaman dilimi değil, geçmişten gelen bir duygu, bir bağ, bir anıdır.

Kayseri’de Bir Gün Daha

Bugün, Kayseri’de bir gün daha sona eriyor. Ağaçların gölgesinde otururken, geceye adım atmak üzereyken, bir kez daha düşündüm. 1 yüzyıl hangi yıldır? Bir anlamı var mı? Yüzyılın ne kadarının geride kaldığı, o yüzyılda yaşanan duyguların, hatıraların, geçip giden yılların bizlere ne bıraktığı önemli. Sadece 1 yıl bile, bir insanın yaşamında önemli değişimlere yol açabilirken, 1 yüzyıl, sayısız hikâye, anı ve yaşam barındırır.

Ve belki de, bir yüzyıl sonra, benim gibi birinin yine bu sokaklarda, bu kafelerde aynı soruları sorması mümkün olacak. Zaman, bir şekilde geçiyor, ama biz aynı soruları hep soruyoruz: 1 yüzyıl gerçekten hangi yıldır? Ve her birimizin hayatında, 1 yüzyılın anlamı ne olacak?

Bunları düşünürken, yaşadığımız her anın değerini anlamak daha da önemli hale geliyor. Gerçekten her yıl, her an bir yüzyıl kadar kıymetli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir